4 Kasım 2010 Perşembe

KABUĞU KIRABİLMEK



Kabuğu kırabilmek önemli olan. O kitin yoğunluğuna ermiş kabuğu yok edebilmek. İçindeki etli kısmı ortaya dökebilmek, tenime zarar gelir mi diye düşünmeden atılmak önemli olan. Varsın gelsin ne çıkar, kırdığın kabuğunu yeniden örersin, ama ya zarar gelmezse. Kabuğa ihtiyacın olmadan yaşamayı öğrenebilmişşen artık. Bu denenmeye değmez mi? Bu riski göze alamaz mısın? Sen ki ömrün boyunca gözünü kapatıp nelere atılmadın, nelerin sonunu düşünmedin. Hiçbirinde pişmanlık duymamışken şimdi bu korku neden? Artık daha fazla risk almamak belki de. Belki de artık ruhun yoruldu. Ama şunu da düşün belki artık dinlenecek limandasın, demir alman gerekmeyecek, bir gidiş vakti olmayacak belki de.. Bavulların toplu beklemeyeceksin, her an yolculuk heyecanı yok yüreğinde. Bavulu açacaksın yavaş yavaş, yerleştireceksin içindekileri bir bir. Farkında mısın ne kadar ıvır zıvır doldurmuşsun içlerine. Öyle ki bunları yeni dolabına yerleştirmeye yer yok, gerek de yok aslında. Kullanılmayanları toplayıp başkalarına verirsin ya hani, bunları vermeyeceksin kimseye. Kimse senin eskilerinin ağırlığını taşımayacak, taşıyamacak da zaten.. Hepsini doldurup o bavuldaki saltanatından bir çöp poşetiyle bulacak denizin sonunu. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder